Bunlardan bazıları, altta yatan atlanmış bir ismin cinsiyetini edinmiştir:
(a) Nehirler (el río): el Amazonas “Amazon”, el Jarama, el Manzanares, el Sena “Seine”, el Támesis “Thames”, el Volga. Yerel olarak bazı nehirler dişil olabilir, ancak yabancılar bunu nadiren bilir ve eril her zaman doğrudur.
(b) Dağlar, okyanuslar, denizler ve göller (el monte, el océano, el mar, el lago): los Alpes, el Etna, el Everest, el Himalaya (tekil), el Pacífico, el Caribe ‘Caribbean’, el Windermere .
(c) Arabaların, teknelerin ve uçakların adları (el coche, el barco, el avión): un Toyota, un Mercedes, el caza ‘savaş uçağı’, el Queen Elizabeth, el Marie Celeste, un DC10, un Mig-31 . Ancak küçük tekneler (la barca), la avioneta: una Cessna isminden dolayı hafif uçaklar gibi genellikle kadınsıdır.
(d) Haftanın ayları ve günleri (los meses y los días de la semana): enero/abril pasado, el lunes ‘Pazartesi’, un viernes frío ‘soğuk bir Cuma’ vb.
(e) Şaraplar (el vino): el Borgoña ‘Burgundy’, el Chianti, un Rioja, el champaña ‘şampanya’, genellikle İspanyolca konuşulan dilde el champán, ancak Meksika, Kolombiya ve Venezuela’da la champaña. El cava, İspanya’da yapılan şampanyayı ifade etmek için kullanılır.
(f) İsimli sanatçılara ait resimler (el cuadro): Un Constable, un Leonardo, un Rembrandt, un Riley.
(g) Spor takımları (el equalo): el Barça ‘Barcelona FC’ ([bár-sa] olarak telaffuz edilir), el Betis (Sevilla’nın futbol takımlarından biri), el Real Madrid, vb.
(h) Tüm mastarlar ve alıntılanan tüm kelimeler: el fumar ‘cigara’, el escupir ‘tükürme’, ‘“mujer” es femenino ‘(kelime) ‘“mujer” dişildir’, no viene la señal, el “siga ” que él esperaba (EP, Mex.) ‘sinyal gelmiyor, beklediği ‘devam et’.
(i) İsim olarak kullanılan herhangi bir zarf, ünlem veya diğer cinsiyetsiz kelime: el más allá ‘Ötesi’, un algo ‘bir şey”, tiene un no sabe uno qué que gusta (LRS, Porto Riko, diyalog) ‘ onun hakkında hoşa giden bir şeyler var’.
Arabada, takside, uçakta, trende ve metroda İspanyolca öğrenin